Ana içeriğe atla

İllüstratör Terri Lemire: ‘Affinity benim en büyük çalışma aracım’

Okuma süresi 14 Yayınlandı

Terri Lemire’in canlı renkleri ile karakterlerinin stili, illüstrasyonlarının anında tanınmasını sağlıyor. Kanadalı sanatçı, bu röportajda yaratıcılık yolculuğunu ve fikirlerini hayata geçirmek için başvurduğu aracın neden Affinity olduğunu paylaşıyor.

Terri, bize kendinizden biraz bahsedebilir misiniz? İllüstrasyona nasıl başladınız?

Kocam, çocuğumuz ve Frida adında çok tüylü kedimizle birlikte Kanada bozkırlarında yaşayan bir sanatçıyım. Birkaç on yıldır ressam olarak çalışıyorum, ancak illüstrasyonda yeni sayılırım. 2000’lerin başında resim eğitimi alırken illüstratif çalışmaları gerçekten çok seviyordum, ama o dönemde üniversitemde çoğu öğrenci buna burun kıvırıyordu. Sanırım o zamandan beri bu genel tutum değişmiştir, ama program için yaptığım mülakatta projelerimden biri hakkında “illüstratif” ifadesinin olumsuz bir tanımlama olarak kullanıldığını çok net hatırlıyorum. Bu yüzden yıllarca beynimin o kısmını kapattım ve resim çalışamlarıma odaklandım. İllüstrasyona olan ilgim, çocuğum doğduktan sonra, resimli kitaplar hayatıma geri gelince yeniden canlandı. Her gün eğlenceli ve güzel hikayeler okuyordum ve ben de benzer türde işler yapmak istiyordum. Bir okula başvurarak portföyüme yeni parçalar eklemek üzere çalışmayı düşünmeye başlamak, resim çalışmalarımdan tamamen farklı bir şekilde yaratıcı olmak harika bir histi. Sonunda, tekrar okula gidebilmem için hayatımızı tamamen değiştirdik! Ailem bana inanılmaz derecede destek oldu ve bütün süreç harika bir deneyim oldu; hatta Covid döneminde bile derslere girdim. Bunu yaptığımız için çok mutluyum ve yaratıcı hayatımın bu yeni yönünden hala büyük bir keyif alıyorum.

Hikaye anlatma yeteneğiniz gerçekten illüstrasyon çalışmalarınıza yansıyor. Bu hikayelere ve yarattığınız karakterlere ilham veren şey nedir?

Çocuklar. Kesinlikle. Çocuklar çok sevimli ve hayal güçleri sınırsız gibi. Ayrıca işlerin özünü görme konusunda harika bir yetenekleri var! Benim çocuğum şimdi on iki yaşında ve çılgın bağlantılar kuruyor, saçma hikayeler anlatıyor, önemli sorular soruyor… gerçekten harikalar ve çalışırken her zaman aklımın bir köşesinde oluyorlar. Bazen, çocuğum tüm “çocukluğu” geride bıraktıkça ilhamımın da tükeneceğini düşünüp endişeleniyorum, ama sanırım bu sadece kendi içimdeki çocuğu daha çok kucaklamam için bir sebep olacak.

Çizim defterinizin çeşitliliğine bayıldık! Denemeler yapmaya devam etmek sizin için ne kadar önemli ve çalışmayı en çok sevdiğiniz bir stil var mı?

Teşekkürler! Bu, şaşırtıcı derecede zor bir soru. Cevabı düşünmem gerekti, çünkü bir çizim defteriyle oynamak benim doğal olarak yaptığım bir şey. Bunu çok fazla düşünmeden yapıyorum. Sanırım bir çizim defterinde geleneksel malzemelerle deneme yapmanın asıl önemli noktası, “geri al” düğmesinin olmamasıdır. Bazen de öylesine oynarken ortaya çıkan beklenmedik, hoş tesadüfler gerçekten çok önemli olabiliyor! Kasıtlı olarak yapmaya başlayacağınız harika şeyler buluyorsunuz ve bu, bir şeyin “nasıl olması gerektiği” konusundaki beklentiyi azaltıyor; bu sayede de kişisel ifade düzeyinin daha da derinleşmesini sağlıyor. Düşük riskli denemelerin büyük bir değeri var.

Favori tarzıma gelince... Kesinlikle pek çok şey denedim, ama tek bir tarzım olduğundan emin değilim. Tarzımın ne olmadığını daha iyi bildiğimi hissediyorum. Aklıma kesinlikle gerçekçilik geliyor. Elbette yapabilirim, ama bundan hiç keyif almıyorum. Sanırım en çok hoşuma giden, gerçeklikten esinlenen ama tamamen bağlı kalmak zorunda hissetmediğim işler yapmak. Daha yumuşak ve karikatürize. Bana çizim tarzımın farklı malzeme ve işleme stillerinde bile oldukça tanınabilir olduğu söyleniyor, bu yüzden bunun ötesi için çok fazla kafa yormuyorum.

Bize yaratıcı sürecinizden bahsedin; fikirlerinizi Affinity’de nihai illüstrasyonlara nasıl dönüştürüyorsunuz?

Hemen her zaman kağıt üzerinde başlıyorum çünkü ekran üzerinde çalıştığımda kendimi sıkma eğiliminde olduğumu biliyorum. Ayrıca referans görselleri mümkün olduğunca sürecimin dışında tutmaya çalışıyorum (bunlar iyi başlangıç noktaları, ancak bir proje izin veriyorsa referansları geride bırakmayı seviyorum). Bunun ötesinde, yolum kişisel ve müşteri işleri arasında bölünüyor. Kişisel çalışmalarım genellikle özellikle beğendiğim ve Affinity’de taradığım küçük bir eskizle başlıyor. Gerçekten kaba karalamalar her zaman bir ya da iki kez yeniden çizilir, ancak temelde onunla devam etmeyi ve ne olacağını görmeyi seviyorum! Sanırım kişisel çalışmalar genellikle denemeye dayanıyor. Şunu da söylemeliyim ki, kişisel çalışmalarımda renk konusunda şaşırtıcı derecede nazik davranıyorum - neredeyse hiçbir zaman önceden planlamıyorum, ancak renkleri daha sonra değiştirmeyi kolaylaştırmak için katmanlarımı oluşturmaya her zaman dikkat ediyorum.

Affinity’yi kullanmaya ne zaman başladınız ve bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Affinity’yi ilk olarak 2019’da, tamamen geleneksel bir sanatçıyken aldım. İnanır mısınız, tasarım eğitimimin ilk yılında vektör sınıf ödevlerimi yapmak için trackpad’imi kullanıyordum. Öğrenmesi ve kullanması gerçekten çok kolaydı, bu yüzden o bahar bir Wacom aldıktan sonra Affinity ile devam ettim. Dijital olarak çalışmaya alışmak için yazı robot çizerek geçirdiğimi hatırlıyorum (aslında yüz tane - isterseniz kendi çizim yarışmam) ve başyapıtlar üretmesem bile çok eğlenceliydi. Garip bir şekilde, Affinity’nin bendeki yerini sağlamlaştıran şey beni Adobe programlarıyla çalışmaya zorlayan sınıf çalışmasıydı. Çok ayrıntıya girmeden, Affinity’de kanıksadığım şeylerin Adobe’de olması gerekenden çok daha zor göründüğünü söyleyeceğim. Aslında bu konuda oldukça öfkeliydim ve eminim ki arkadaşlarım da benim atıp tutmalarımı duymaktan çabuk sıkılmışlardır! Mümkün olduğunca Affinity’de çalışmaya özen gösterdim, ki bu da hemen hemen animasyon yapmam gerekmeyen her an için geçerliydi. Affinity’yi illüstrasyon yapmak, sanat çalışmalarımı belgelemek, ürün maketleri hazırlamak, baskı için kitap hazırlamak, hareketli projeler için çizim hazırlamak için kullandım... Yani, evet. Affinity benim beygirim.

Favori özellikleriniz var mı?

Aynı programda vektör ve raster katmanlarla çalışabilme yeteneği bariz bir özellik. Bugünlerde daha çok raster olarak çalışıyorum, ancak Affinity’nin bu özelliğini hala seviyorum. Diğer programlarda bunu nasıl kolayca yapacağımı bulamadığımda, kesinlikle bariz bir şeyi kaçırdığımı düşündüm, ama hayır; bu sadece harika bir Affinity şeyiydi. Affinity’nin abonelik tabanlı olmaması da bir başka favori özelliği, tabii buna abonelik denebilirse (ben öyle diyorum). Öğrenciyken uygun fiyatlara değer verirdim ve bu gerçekten değişmedi. Düzenli olarak keyif aldığım bir şey de, daha ayrıntılı belgeleme için resimlerimin birden fazla yakın çekim fotoğrafını birleştirmek için kullandığım panorama özelliği. Katman fırçası geçmişini de çok seviyorum- HER ZAMAN kullanıyorum çünkü çok zaman kazandırıyor.

Özellikle kağıt kesme efektli illüstrasyonlarınızı çok seviyoruz. Bu tarzda çalışmak için size ne ilham verdi ve Affinity’de bu etkiyi nasıl yaratıyorsunuz?

Son zamanlarda, bu etkiyi daha üstü kapalı bir şekilde, hafif pürüzlü, kağıt benzeri kenarlara sahip raster fırça ile çizilmiş şekiller kullanarak ve üzerine bir iki küçük gölge ekleyerek elde ediyorum. Çalışmamı, o katmanların içine, ayrıca bir kağıt çarpanı ekleyerek yerleştiriyorum (küçük bir kağıt kütüphanem var, oradan seçiyorum). Bazen eserin etrafında çok fazla "kağıt" görünecek şekilde biraz özensiz olmasına izin veriyorum, bazen de çok temiz ve sıkı oluyor, ancak her iki durumda da görüntünün biraz gerçek dünya malzemelerini ima etmesine izin verdiğimde işime sanatçı dokunuşu kattığını düşünüyorum.

Yaratıcı meydan okumalarda yer almayı sevdiğinizi fark ettik. Bunun işinize nasıl fayda sağladığını düşünüyorsunuz ve hangilerine katılacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Meydan okumaların en sevdiğim yanı, bir ipucuna bakmak ve onunla nasıl beklenmedik bir şey yapabileceğimi bulmaya çalışmak ve sonra dönüp başkalarının aynı başlangıç noktasıyla neler yaptığını görmek. Bir fikir hakkında yaratıcı bir şekilde düşünmek ve onu ne kadar esnetebileceğinizi görmek iyi bir egzersizdir. Bununla birlikte, aslında çok fazla meydan okuma yapmadım (aslında sadece iki tane) - programım yakın zamana kadar bunlar için her zaman çok sıkışıktı. Yazın Kedi Günleri tesadüfen rastladığım bir meydan okumaydı. Katıldım çünkü her beş günde bir illüstrasyon vardı, bu da makuldü ve her şey kedi temalıydı (ev kaplanlarını seviyorum). Biraz farklı bir render tarzında küçük bir çalışma serisi yapmak ve biraz eğlenmek için iyi bir fırsattı, ben de öyle yaptım!

Peachtober... işte o bambaşka bir canavar. Bunun CEZALANDIRICI olmasına izin vererek hata yaptım, hahaha. Bu yarışmayı önceki yıllarda da takip etmiş ve topluluk çok eğlenceli göründüğü için takvimimde işaretlemiştim, gerçekten de öyleydi. Ortaya çıkardığım çok sağlam illüstrasyonları hala seviyorum ve bu da, şu anki çalışma şeklim hakkında kendimi gerçekten iyi hissetmemi sağlıyor; ancak dürüstçe söyleyeyim, Ekim ayı boyunca her gün bir tam teşekküllü illüstrasyon üretmek gerçekten çok fazlaydı ve baştan sona tüm projeyi bir daha bu şekilde yapacağımı sanmıyorum. Her gün portföy düzeyinde çalışma yapma kararım o anda iyi hissettirse de tamamen mantıksızdı. Geçmişe baktığımda o an ne düşündüğümü bilmiyorum. Ama dersimizi aldık, değil mi? Bu sonbaharda katılırsam, biraz daha seçici olacağım ve belki de haftada sadece bir veya iki konu başlığı ile sınırlı tutacağım.

Özellikle gurur duyduğunuz bir illüstrasyon veya proje var mı? Bize bundan bahsedebilir misiniz?

Evet! Yeni bir binaya taşınmak üzere olan bir çocuk savunuculuk grubu için bir hayvan I-Spy tasarlama fırsatım oldu. Bu bahar üç katlı merdiven boşluğuna devasa vinil çıkartmalar olarak yerleştirildi. Henüz şahsen görmeye gitmedim ama fotoğraflar harika görünüyor ve birçok insan için binanın en sevilen yeri olduğunu duydum. Konsept, denizden (ana katta) gökyüzüne (üçüncü katta) doğru düzenlenmiş, kültürel açıdan önemli Kanada bitkileri ve hayvanlarına dayanıyordu. Tüm sanat eserleri, yumuşak şekiller, eğlenceli dokular ve hayali ama sakinleştirici renklerle binayı ziyaret eden çocuklar için rahatlatıcı olacak şekilde tasarlandı. Büyük baskı boyutlarına uyum sağlamak için her şey vektörel olarak işlendi, bu da yaptığım işlerin çoğu raster tabanlı olduğu için benim için hoş bir değişiklik oldu. En sevdiğim hayvan, eskiden ağaçlarda takılırken gördüğüm siyah ayılar gibi bir kapının üzerinde oturan ayı. Çok şirin.

Gelecek için kreatif hedefleriniz nelerdir?

Nihai yaratıcı hedefim resimli bir kitabın illüstrasyonunu yapmak. Eğer gerçekten büyük hayaller kuruyorsam, birden fazla da olabilir! İster kendi hikayem ister başkasının hikayesi olsun, bunu gerçekleştirmek zorundayım. İllüstrasyona adım attığımdan beri bir sürü harika şey yaptım (bu arada dört dakikalık bir animasyon filmi de dahil, bunun olacağını ASLA tahmin etmemiştim ve hala sahip olduğumu bile bilmediğim ama yine de başarmayı başardığım akıllara durgunluk veren bir yaratıcı hedef), ancak resimli bir kitap yapmadım ve beni ilk etapta bu yola sokan şey buydu. Daha acil bir hedefim ise küçük bir pazar satıcısı olarak mallarımı tekrar satmaya başlamak ve bunu gerçekleştirmek için planlar yapıyorum. Deneyimlerim bana kimsenin zengin olmak için küçük pazarlarda çıkartma ve küçük baskılar satmadığını öğretti, ancak çalışmalarımı birçok insanın erişebileceği bir şekilde dünyaya duyurmanın çok ödüllendirici ve eğlenceli bir yolu.

Son olarak, geriye dönüp yaratıcı kariyerinize başlarken kendinize en iyi ipucu veya tavsiyelerden birini söyleyebilseydiniz, bu ne olurdu ve neden?

Sanırım tavsiyem iki bölümden oluşuyor. Artık yaşlandığım için bunu daha net görebiliyorum. Bunun biraz genelleme olduğunun farkındayım ama pek çok yaratıcı hayalperest bunu yaşıyor... Öncelikle, aileniz ve arkadaşlarınız yaratıcı hedeflerinizi tam olarak desteklemediğinde, bunun genellikle sizi sevdikleri için olduğunu unutmayın. Sevdiğiniz kişinin endişelerini işinizin bir yansıması olarak görmemeye çalışın çünkü zaten genellikle konu bu değildir. Büyük ihtimalle sadece finansal güvenceye sahip olmanızı istiyorlardır. Sizin için endişeleniyorlar! Endişelerini görmezden gelmeyin. Onları dikkate alın. Buna bağlı olarak ikinci tavsiyem de şu: Güçlü yönlerinize bakın ve eğer esnekliğiniz yoksa onu geliştirmeye başlayın çünkü insanlar sanatla geçinmenin zor olduğunu söylerken haksız değiller. Bunu gerçekten istemelisiniz ve bu işte iyi iş çıkarmaktan çok daha fazlası var. Şahsen, muhtemelen sanatçı olduğum sürece bu konu üzerinde çalışacağım ve bunun benim için daha kolay olacağından şüpheliyim. Ama ben umutluyum!



Terri’nin inanılmaz çalışmalarından daha fazlasını görmek için web sitesine gidin veya Instagram’da bakın.

Yazar hakkında

Matt, Affinity’deki Yaratıcı Yapımcı rolüne ek olarak, A/V Müdürü olarak tüm ses ve video operasyonlarını da yönetiyor. Kendisi 2000’lerin başından beri davul çalıyor ve bitmeyen demo kayıtları koleksiyonuna yeni parçalar eklemek için sıklıkla Ableton Live’da derin çalışmalara dalıyor. Matt boş zamanlarında serbest çizer olarak çalışıyor. Çalışmalarını Instagram’da takip edebilirsiniz: @mattsearston.

Yaratıcı Yapımcı
Yaratıcı Yapımcı

Makaleyi paylaş

Dosyalarınızı özgürleştirin

Affinity ile yaratmaya hemen başlayın.

Birlikte yaratın.

Bu tarayıcı artık desteklenmiyor. Deneyiminizi iyileştirmek için lütfen tarayıcınızı güncelleyin. Daha fazla bilgi alın.