Çocuk kitapları illüstratörü Laura Mocelin: ’kalplere dokunmak benim asıl amacım’

Güney Brezilya’da yaşayan çocuk kitapları illüstratörü Laura Mocelin, Affinity’yi kullanarak yüzden fazla kitaba hayat verdi. Bu röportajda kariyer yolculuğunu anlatıyor ve Affinity’nin çocuk hikayelerini resimlemek için nasıl yaratıcı sürecinin önemli bir parçası haline geldiğini paylaşıyor.

İllüstrasyon yolculuğunuzu ve sizi çocuk kitaplarına odaklanmaya yönlendiren şeyi paylaşabilir misiniz?

2019’da mimarlık ve şehircilik bölümünden mezun olduktan sonra sanatla ilgilenmeyi seçme ayrıcalığına sahip oldum. Serbest web sitelerinde küçük projeler çizmeye başladım ve bir çocuk kitabı çizmek için ilk fırsatımı orada yakaladım. İşte o zaman yapmak istediğimin bu olduğunu anladım. İllüstrasyonunu yaptığım ilk kitap Camila Oleski’nin Onde nascem as nuvens adlı kitabıydı ve bu proje sayesinde illüstrasyon yapmaya ve diyagram çizmeye başladığımı söylemekten gurur duyuyorum. O zamandan beri hem bağımsız yayınlarda hem de köklü yayınevlerinde yüzden fazla çocuk kitabı resimledim.

Çizim her zaman hayatınızın bir parçası oldu mu?

Evet, çizim yapmak her zaman tutkum olmuştur. Klişe olduğunu biliyorum ama küçüklüğümden beri çizim yapıyorum ve gördüğüm her şeyi çiziyorum. Çocukken herhangi bir yerde bir tabureye oturur ve hayattan ya da hissettiklerimden yola çıkarak çizimler yapardım. İçimdeki çizim sevgisi benimle birlikte büyüdü ve üniversitede bile bir kağıdın sadece bir köşesi bile olsa bir şeyler çizebileceğim projeleri seçtim. Çizmeyi çok sevdim. Gerçekten sevdim! Sanatın her zaman en iyi arkadaşım olduğunu hissettim ve hala da öyle hissediyorum.

Size yeni işler verecek insanlar size genellikle nasıl ulaşıyor?

Ana yol tavsiyelerdir. Çalışmalarımı sergilemek için sosyal ağları kullanıyorum ve beni oradan bulan müşterilerim de oluyor, ancak tavsiyeler daha somut. Şu anda hem yayıncılarla hem de bağımsız yazarlarla, bazılarıyla düzenli olarak, serbest çalışıyorum.

Bir çocuk kitabı resimlerken unutulmaması gereken temel şeyler nelerdir?

Önemli olan, kitabı genç okuyucular için çekici kılacak şekilde çizmektir. İllüstratör, yazarın hikaye aracılığıyla ne anlatmak istediğini anlamalı ve bunu hayata geçirmelidir. Çocukların karakterlerle, atmosferle, renklerle bağ kurmasını sağlamak gerekiyor... Asıl amaç kalplere dokunmak. İllüstrasyon tekniği ve püf noktaları pratikle birlikte gelir, ancak onlara duygu katmak hikayeyi, konusunu ve illüstrasyonlara neden ihtiyaç duyulduğunu derinlemesine anlamayı gerektirir.

Bize bir çocuk kitabı resimleme sürecinizi anlatın.

Çocuk kitapları farklı taraflarca oluşturuluyor, bu yüzden sürece her zaman yazarlarla ve yayıncılarla bol bol konuşarak başlıyorum. Yazarın hikayeyi yazarken aklında ne olduğunu, ne tür karakterler hayal ettiğini, ne hissettiğini ve neden yazdığını anlamam gerekiyor. Bu ilk aşamanın hedefi tamamen tartışma ve hikayeyi anlamaktır. Araştırma da tam burada devreye giriyor. Konu hakkında çok az şey bildiğim için kapsamlı araştırma gerektiren kitaplar resimledim ve bu süreç, hikayenin ihtiyacı olan şeyleri daha iyi aktarabilmeyi öğrenmeme yardımcı oldu. Bu konuşmalardan sonra kitabın karakterleri ve temel renkleri üzerinde çalışmaya başlıyorum. Her aşamada, taslakları onay için yazarlarla paylaşıyorum, böylece birlikte ilerleyebiliyoruz.

Çalıştıktan sonra eskizler ve temel düzenler oluşturuyorum. Kitabın dinamikleri üzerinde çalıştığım yer burası: kullanacağım perspektifler, ana unsurlar ve metin için boşluklar. Ayrıca yazara veya editöre illüstrasyonun ön planına neyi yerleştirmeyi planladığımı göstermek için ön plan ve arka plan çalışmaları yapıyorum. Bu, her bir sahnenin anlamaşılmasını kolaylaştırır. Onaylandıktan sonra, renklere son halini vermeye ve dosyaları baskıya hazırlama veya yayıncıya gönderme aşamalarına geçiyorum.

Affinity’yi iş akışınızda nasıl kullanıyorsunuz?

Beş yıl önce çocuk kitapları resimlemeye başladığımda kullandığım ilk program Affinity oldu. Yaratıcılık süreci boyunca Affinity, karakter çalışmalarından baskı için dosyaların son haline getirilmesine kadar beni destekliyor. Ağırlıklı olarak Pixel Studio ve Layout Studio kullanıyorum.

Affinity’de çalışmanın en çok nesini seviyorsunuz?

Affinity ile çalışmanın bu kadar kolay olmasını seviyorum. Bir kitabın taslak aşamasında, Pixel ve Layout Studios’u birlikte kullanabilmeye gerçekten değer veriyorum. Geliştirme sürecini çok daha sorunsuz hale getiriyor ve kitabı hem metin hem de illüstrasyon olarak bir bütün halinde görselleştirmeme yardımcı oluyor. En çok göze çarpan şey, programın hızı ve basitliği, neredeyse doğal hissettiriyor. Sanatçılar yaratmak için bu tür bir rahatlığa ihtiyaç duyarlar.

Tipik bir iş gününüz nasıl geçiyor?

Yaratıcılık bir hız treni gibi, bu yüzden her zaman belirli bir ritmi takip edemiyorum, ancak zirvede olduğunda gerçekten keyif alıyorum. Kahvaltı etmeyi ve yapılacaklar listemi takip etmek için ofise gitmeyi seviyorum. Evet, yapılacaklar listemi hala elle yazıyorum ve hayat kurtarıcı oluyorlar. Sonra ne üzerinde çalışacağımı düzenliyorum. Bazen aynı anda ikiden fazla kitapla uğraşıyorum, bu yüzden günümü buna göre paylaştırıyorum. Geceleri çalışmaktan da keyif alıyorum. En üretken olduğum zaman, geceler.

Yakın zamanda Affinity’de kendi çocuk kitabınızı yazdınız ve resimlediniz. Bize bundan ve hikayeye neyin ilham verdiğinden bahsedebilir misiniz?

Bu hikayeyi tavukları ve onlarla ilgili her şeyi çok seven vaftiz oğlum için yazdım! Bence her şeyi bu kadar derinden hissetmesi çok güzel ve bana kendi çocukluğumu ve her şeyi ne kadar yoğun yaşadığımı hatırlatıyor. Bu kitabı, hissetmesine izin vermeyi her zaman hatırlaması için yarattım, çünkü yetişkinler bunu genellikle unutuyor. Kitap aynı zamanda benim için çok önemli olan okuma ve arkadaşlık temalarını da işliyor. İlk baskılar evime ulaştığında hissettiğim duygu çok etkileyiciydi. Büyük duygu yoğunluğu yaşadım! Bütün bir hikayeyi yazıp resimleyebileceğimi hiç hayal etmemiştim. Birkaç yıl önce nereden başlayacağımı bile bilemezdim. Hala bu konuda duygusallaşıyorum.

Favorileriniz arasında öne çıkan kitap projeleri var mı?

İllüstrayonunu yaptığım tüm hikayeler benzersizdir ve bunu sadece söylemiyorum, gerçekten hissediyorum. Ögeleri ve karakterleri oluşturmak, renkleri seçmek ve sayfa dinamiklerini planlamak için araştırma ve çalışmaya çok zaman harcadığım için, ortaya çıkan hikayeler tamamen benzersiz oluyor. Ama özellikle bir öykü bana çok şey öğretti: Sarah Allison tarafından yazılan ve B+A Stories tarafından yayınlanan The Memory Keepers.

Bu hikaye Alzheimer’ı yazarın gerçek deneyimlerinden yola çıkarak anlatıyor, bu yüzden kitapta gerçek karakterler ve gerçek fotoğraflardan oluşan illüstrasyonlar var.

Çocuklara illüstrasyonlarım aracılığıyla öğretmek için önce öğrenmem gerektiğinden, illüstrasyon sürecine konu hakkında çok fazla araştırma yaparak başladım. Bu süreçte, çocukken Alzheimer hastası bir komşum olduğunu hatırladım; bu beni çok etkiledi ve pek çok anıyı geri getirdi. O zamanlar ona neler olduğunu gerçekten anlamıyordum, bu yüzden böyle, bu hastalığın ne olduğunu ve onunla nasıl başa çıkılacağını eğlenceli bir şekilde açıklayan bir kitabım olsaydı benim için daha kolay olacağını ve daha fazla şey öğrenebileceğimi düşündüm. Bu yansımaları renklerin içine de işledim. Çok özel ve zorlu bir süreçti.

Şu anda üzerinde çalıştığınız projeleri paylaşabilir misiniz?

Şu anda hem ulusal hem de uluslararası bağımsız yazarların dört çocuk kitabı üzerinde çalışıyorum ve aynı zamanda şehrimdeki yerel bir dergide yaratıcı yönetmen olarak görev yapıyorum.

Son olarak, çocuk illüstratörü olarak yeni başlayan birine ne tavsiye edersiniz?

Devam etmelerini. Bazen bunu akılda tutmak zordur, özellikle de bir sanatçı olarak, çünkü işimiz aracılığıyla kalplerimizi insanlara açarız. Ancak pratik yapmak, gidebileceğiniz en inanılmaz yoldur. Her zaman ilerlemek, kendinize meydan okumak, yeni şeyler denemek, yaratmak. Her şey zaman alır ama buna değer. Her şeyde iyi olmak zorunda değiliz; sadece bizi neyin mutlu ettiğini bulmamız gerekiyor.

Laura’nın portfolyosuna lauramocelin.com adresinden göz atın ve onu Instagram’da @lauramocelinart adresinden takip edin.