Kendi yolunu çizmek: Christian Weiß’in yaratıcı yolculuğu

Alman illüstratör Christian Weiß, isyandan serbest çalışmaya, cesur ve gerçeküstü sanatla tanımlanan benzersiz bir yaratıcı yolculuğa imza attı. Burada, serbest çalışan olarak hayatından, ilham kaynaklarından ve Affinity’nin illüstrasyonlarını hayata geçirmesine nasıl yardımcı olduğundan bahsediyor.

Christian, bize biraz yaratıcı geçmişinizden ve illüstrasyona nasıl başladığından bahsedebilir misiniz?

Sanırım illüstratör olma fikri bir intikam olarak başladı. Lise yıllarımın son bölümünde beni yakaladı. Ortaokulun sonunda, sanatsal becerilerimin yetersiz olduğunu öne süren bir resim öğretmenim vardı. Bu, sanatsal becerileri olduğunu düşünen bir matematik eziği için acı verici bir ifadeydi, ama sonuçta hırsımı teşvik etti ve ona yanıldığını kanıtlamak istedim.

Kime dönüştüğünüzün, her zaman geldiğiniz yerle çok ilgilidir; ben Hohenlohe’den geliyorum, Güney Almanya’da sosyal açıdan teknik olanın yaratıcı olandan daha fazla saygı gördüğü bir bölge - burası ’Araba Ülkesi’. Yaratıcı bir kariyer peşinde koşmak burada kaçınılmaz olarak getirisi az ve mantıksız olarak görülüyor. Güzel makinelere ve teknolojiye hiçbir zaman inanmadım, bu yüzden bu yol bir şekilde bana ilginç gelmedi. Neyse ki ailem açık fikirli insanlar ve çocukların kendi vizyonlarını gerçekleştirmelerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorlar.

Çok kırsal kesimde geçen bir çocukluktan sonra, popüler kültürün medya kokteylinden bunalmıştım. Eğitimime başladığımda sanata aşık oldum, bir baskı şirketinde staja işi buldum ve sanat okuluna gittim, Mainz Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden iletişim tasarımcısı olarak mezun oldum. Otuz yıllık bir maceradan sonra, her şeyin başladığı yere, her zaman olduğum yere dönebildim... masamda bir kalemle.

Çizim sizin için ne ifade ediyor?

Çizim benim için kendimi ifade etmek, dünyayı ve karşılaştığım sorunları işlemek için önemli bir araç.

Çizim yapmak benim için hem geçmişte hem de günümüzde huzur bulmanın bir yolu olmuştur. Kendimi resimlere kaptırabilir ve temalarım üzerinde çizim yoluyla çalışabilirdim. Benim için bu, iç dünyama bir kaçış. İnsanların tatmin ve yönelim kazanmaları için kendilerinden daha büyük bir şey yaratabilecekleri bu gibi fırsatlara sahip olmalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Verilen kuralların saf bir şekilde tekrarlanması buna aykırıdır. Dünya çok gürültülü, çoğu zaman talepkar ve bununla başa çıkmak için bir el sanatına veya benzer bir şeye ihtiyacımız var. Benim için çizim yapmak bana güç ve ses veriyor.

Sizi serbest çalışmaya iten neydi ve iş gününüzü nasıl yönetiyorsunuz?

Özlemini duyduğunuz yer mevcut değilse, umutsuzluğa düşebilir veya onu kendiniz inşa edebilirsiniz.

Burada her şey her zaman bir değişim halindedir. İş ve aile arasında denge kurmak için mümkün olduğunca esnek olmaya çalışıyorum. Eşim, gerektiğinde görevlerimin bir kısmını yöneterek teslim tarihleri konusunda beni destekliyor. Bir teslim tarihi yaklaştığında gecelerim kısa oluyor.

Birisi sizden bir proje sipariş ettiğinde, yaptığınız ilk şey nedir? Nereden başlarsınız?

Görevi okurum ve işin özüne inmeye çalışırım. Ondan sonra günlük işleri yaparım heyecanlanırım. Sonra çılgın taslaklar oluştururum, tüm tuhaf fikirleri toplayarak her şeyi temiz bir uygulama için hazırlarım.

Yaratıcılık süreciniz nasıl?

Kabadan inceye doğru çalışıyorum. Ancak her projeye farklı bir yaklaşımım var. Zeka gerektiren projeler var, rutin olarak devam eden projeler var. Bazen yaratıcı olabilirsiniz, bazen dünya size meydan okur ve ’daha az talepkar’ bir projeye sahip olduğunuz için mutlu olursunuz. Süreç her seferinde çok farklıdır.

Affinity’yi iş akışınızda ne kadar süredir kullanıyorsunuz ve genel izlenimleriniz naıl?

Affinity’yi yaklaşık altı yıl önce kullanmaya başladım. Programı beğendim. Hızlı ve illüstrasyonları sezgisel ve kolay bir şekilde uygulamama yardımcı oluyor.

Burada her ikisi de mümkün olduğu için piksel ve vektör kombinasyonunu seviyorum. Bence harika bir program ve keşke daha önce öğrenmiş olsaydım.

Yıllar içinde tarzınızı ve becerilerinizi nasıl geliştirdiniz?

Hayatta gözlerimi dört açarak yürümeye çalışıyorum ve eğer bir şey dikkatimi çekerse onun peşinden gidiyorum. Bence insan kendi başına olunca sürekli daha iyiye gidiyor. Sadece buna bağlı kalın ve biraz açık özeleştiri yapın.

İlhamı nerelerde arıyorsunuz?

İlham her yerden gelebilir: edebiyat, müzik ve sanat genellikle belirli duyguları veya imgeleri kalıcı kılar. Ancak fikirlere her yerde rastlayabilirsiniz: bit pazarlarında, tatilde, şehrin hurdalıklarında ve sokaklarda. Bunları tarihte, hatta kendi kişisel tarihinizde bile bulabilirsiniz.

Benim tavsiyem mi? Akışına bırak. Kendinizi diğer insanların yerine koyun ya da suyun biraz derin olduğu yerlere gidin, ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur.

Özellikle gurur duyduğunuz bir illüstrasyon veya proje var mı? Bize bundan bahsedebilir misiniz?

Şahsen ben daha çok yaptığım işle bir bağım olmasını istiyorum ve entelektüel anlamda bir kişi olarak katkıda bulunabilirsem bu bağı kurabiliyorum. Bu içerik düzeyinde gerçekleşemezse, estetik düzeyde denerim ve en iyi ihtimal ikisinin de başarılı olması.

Projenin başında müşterinin tasarımcıya güvenip güvenmediğini fark edersiniz. Yaratıcı olmak için ihtiyaç duyduğum özgürlüğü bana sağlıyorlar mı? Müşteri diyaloğa nasıl giriyor? Yeni şeylere açık mı?

Her şey her zaman çok bireyseldir, ancak belirli bir projede, temel gereksinimler bu açıdan en uygunuydu. Jochen Weber ile gerçekleştirdiğim projelerde de durum hep böyle olmuştur.

Jochen ile birkaç proje tasarlama zevkini yaşadım. Hem keyifle, hem de insanların zihinlerini değiştiren bir ürünle, içkiyle ilgili olduğundan, Weingut Rings için şarap etiketi güzel bir görevdi. Bu şarabın bir karakteri var, karanlık ve eski ve üzüm bağlarının bulunduğu bölge (’The Cross’) tarih dolu. Bunların hepsi artık etikette bulunuyor.

Müşteri yaratıcı kısım için çok anlayışlıydı. Bize zaman tanıdılar ve fikirlerimize açık davrandılar ve bence bu projeyi başarılı kılan en önemli kısım buydu.

Sonuçta özel bir şey ortaya çıktı. Birçok fikir geliştirdik ve atmosferle denemeler yaptık. Müşteri, kendi tarzında mistik, gizemli ve karanlık görünmesine izin verdi. Proje çok uzun sürdü, ancak sonuç bu özel şaraba yönelik taleplerle örtüştü.

Yük güvenliği uzmanı "Allsafe" ile işbirliğimden de keyif aldım. Bu NFT projesinde çok fazla özgürlük vardı ve konseptler ve fikirler için düşünce yapıları gerçekten açıktı. Masa tenisi gibiydi ve herkes çok eğlendi; bence önemli olan da bu. Her müşterinin size eğlenme şansı sunduğunu görmeye çalışmalısınız!

Çalışmalarınızı herhangi bir yerde yayınlatabilecek olsaydınız, bu neresi olurdu?

Müzik grupları için daha fazla yayın yapmak, örneğin bir John Dwyer albümü tasarlamak harika olurdu. Sanırım benim için en önemli şey, bana yaratıcı özgürlük ve heyecan verici bir konu veren bir müşteriye sahip olmak. Tabii ki öncelikle para, zaman ve fizibilite açısından temel şartları karşılamaları gerekiyor.

Son olarak, serbest çalışmayı düşünen sanatçılar için herhangi bir tavsiyeniz var mı?

1. Sakin olun.
2. Sevdiğiniz şeyleri yapmaya çalışın ve EĞLENİN
3. Sevdiğiniz insanları unutmayın
4. Para gelir, para gider... ama ucuz olmayın
5. İyi müşterileriniz olsun, insanlarla konuşun, iş talep edin
6. Hiçbir fikriniz yoksa, bulaşıklarınızı yıkayın ve uzun bir duş alın
7. Kendi cevaplarınızı veya yaklaşımınızı bulmaya çalışın, herkesin yaptığını veya sizden yapmanızı beklediklerini yapmayın; klişelerden kaçınmaya çalışın
8. Kendinizi natüralizm ve detaylı anatomi ile çok fazla strese sokmayın, önemli olan fikirleriniz ve ruh haliniz
9. Siz de insansınız. Zorlu bir bedeniniz ve ruhunuz var, ona iyi bakın.

Christian’ın illüstrasyonlarının daha fazlasını web sitesinde keşfedin ve en son projelerini Instagram’da takip edin.